28 Mayıs 2018 Pazartesi

Stockholm gezilecek yerleri tarihi mekanları ve konaklama

Su Üzerindeki Kent olarak bilinen Stockholm’de ağır sanayi olmadığından, Arnavut kaldırımlı dar sokakları, kendine has tarihi binaları, doğal güzellikleri, sanat galerileri ve müzeleriyle yüksek bir yaşam standardına sahip.

Stockholm, İsveç’in başkenti olduğu kadar kültür, sanat, ekonomi ve tarihi miras konularında Avrupa’nın en gelişmiş şehirlerinden biri. İskandinav coğrafyasının merkezinde yer alan ve Stockholm takımadaları olarak bilinen 14 adanın üzerine kurulu olan kent topraklarının yüzde 40’tan fazlası park ve yeşil alanlardan oluşuyor.

Kendine özgü şehir dokusu içerisinde sayıları 100’ü aşan sanat galerisi ve 70’den fazla müze, keyfini çıkarmak isteyen ziyaretçileri ağırlayan bu güzeller güzeli İsveç kentinde yapılacakların sayısı sınırsız. Orta Çağ’dan kalan tarihi taş sokakları ile Gamla Stan, Stockholm Kraliyet Sarayı, Modern Müze, Riddarholmen ve Riddarholm Kiliseleri, ziyaretçilerini tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.

Stockholm Gezi Rehberi

13’üncü yüzyılda savunma amaçlı olarak kurulan Stockholm’ün tarihi, Hansa Birliği üyeleri ile girdiği ticari ilişkiler sayesinde kısa süre içerisinde ekonomik güce kavuşmuş. Yükselişi 15. yüzyılın ortalarında İskandinav Krallığı’nın başkenti olmasıyla başlayan kentin merkezi olan Gamla Stan Adası’na inşa edilen bir kaleyle başlayan yerleşim zamanla 14 adaya yayılarak bugünkü halini almış. Stockholm’un tarihi de eski şehir yapıları da etkileyici ancak şehri bu kadar baştan çıkarıcı yapan özellikleri ise yaratıcı enerjisi ve pozitif bir hayat tarzını benimsemiş olması.

16’ıncı yüzyılda Danimarkalılar tarafından işgal edilen kent, Kral Gustav Vasa tarafından geri alınmış ve yükselişi kaldığı yerden devam etmiş. 1634’te başkent ilan edilen Stockholm, 13. yüzyıldan beri İskandinavya’nın kültür, siyaset, medya ve ekonomi merkezi. Aynı zamanda İskandinavya’nın en çok ziyaretçi alan şehri unvanını elinde bulunduruyor.

Stockholm Gezilecek Yerler

1. Tarihi Şehir

Gamla-Stan-Stockholm

Tamamıyla 17. yüzyıldan kalma nostaljik yapılarla dolu, başlı başına mimari bir hazine olan Tarihi Şehir (Gamla Stan), Stockholm’ün ilk yerleşim yeri ve şehrin kalbi. Başlı başına mimari bir hazine niteliği taşıyan Gamla Stan’da, 13. Yüzyıl tarihli Storkyrkan Katedrali ve Kraliyet Sarayı da dahil olmak üzere, pek çok müze ve tarihi doku yer alıyor. Şehrin mimari açıdan en ikonik ve en eski tarihi dokularından biri olan Riddarholmen Kilisesi, 1200’lü yıllarda inşa edilmiş. Çeşitli restoran, kafe, bar, mağaza ve otellerle donatılmış, başkentin romantik ruhunun hissedebileceğiniz bölgenin her köşesi, mükemmel bir fotoğraf fonu oluşturacak denli bir büyüleyiciliğe sahip.

2. Kraliyet Sarayı

Kungliga-Slottet

Kraliyet Sarayı (Kungliga Slottet), 1754’te inşa edilen İsveç kraliyet ailesinin resmi konutu. Avrupa’nın en büyük kraliyet saraylarından biri olan büyüleyici yapı, bir Orta Çağ sarayının yıkıntıları temel alınarak barok stilinde yeniden inşa edilmiş. Devlet Salonu, Kraliyet Hazineliği, Şövalye Birlikleri, III. Gustav Antika Müzesi, Kronor Müzesi ve Kraliyet Şapeli gibi bölümleriyle 608 odası bulunuyor.

3. Millesgården

Millesgarden

20’inci yüzyılda İsveç’te yaşayan en ünlü heykeltıraşlardan biri olan Carl Milles’ın Lidingö Adası’ndaki evi olan Millesgården’da antik Yunan ve Roma dönemine ait resim ve heykellerden oluşan bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Günümüzde müze olarak halka açılan İtalyan stilindeki bu villa, büyüleyici güzellikteki 18 bin metrekarelik bahçesi ve benzersiz sanat eserleriyle ziyaretçilerine doyurucu bir sanat deneyimi vadediyor. Millesgården’ı hafta iç her gün 10.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

4. Vasa Müzesi

Vasamuseet

Vasa Müzesi (Vasamuseet), 16. yüzyılda Büyük Vasa Kralı Gustavus Adolphus’un isteği üzerine döneminin en güçlü savaş gemisi olarak inşa edilen Vasa gemisinin müzeye dönüştürülmüş hali. 1628’de henüz ilk seferindeyken Stokholm Körfezi’nde batan Vasa, 1961’de körfezden çıkarılarak içerisi müze şeklinde yeniden düzenlenmiş. Djurgården Adası’nın en güzel manzaralarından birine ev sahipliği yapan yemyeşil bir bahçesinin de bulunduğu müzeyi, haftanın her günü 10.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

5. Stockholm Takımadaları ve Gotland

Gotland

Stockholm’ün gözbebeği olan takımadalar adacıklar, kayalar ve 24 bin adadan meydana geliyor. Bu takımadaların çoğu ıssız ve gür ormanları, kaya oluşumları ve muhteşem manzaralarıyla doğal güzelliklere ev sahipliği yapıyor. İsveç’in en büyük adası olan Gotland ise Baltık Denizi’nin tam ortasında yer alan, ince kumlu sahil şeridine ve turkuaz sulara sahip. Orta Çağ’da ait kiliseleri, çiftlikleri, kaleleri ve surları ile cezbeden Gotland Stokholm’ün 200 km güneyinde yer alıyor.

6. Norrmalm

Norrmalm

Gamla Stan’ın kuzeyinde kalan Norrmalm bölgesi, Stockholm’ün ünlü Opera Binası’nın yanı sıra pek çok müzeye ev sahipliği yapan kentin en büyük bölgesi. Akdeniz ülkelerinden ve yakın doğudan getirilen antik buluntuların sergilendiği Akdeniz ve Yakın Doğu Antikaları Müzesi, Dans Müzesi, Stockholm’ün bir Orta Çağ şehrinden modern bir Avrupa şehrine dönüşme sürecini anlatan Stockholm Şehir Müzesi bölgede ziyaret edebileceklerinizden bazıları. Aynı şekilde, Hamngatan Caddesi üzerinde yer alan ve Hallwyl ailesinin sarayı olan Hallwyl Müzesi’ni de gezebilirsiniz.

7. Skansen Açık Hava Müzesi ve Skansen Akvaryumu

Skansen

İsveç’in doğal yaşamının korunması amacıyla kurulan Skansen Açık Hava Müzesi, Stokholm’ün en popüler turistik gezi duraklarından biri. İsveç doğal yaşamını destekleyen merkez içerisinde yüz altmış tarihi odun çiftliği, İsveç kır evleri, hayvanat bahçesi, çiftlik, doğal yaşam parkı, sirk, oyun parkı ve Skansen Akvaryumu yer alıyor. Deniz kenarındaki Aquaria ile birlikte deniz yaşamının pek çok üyesiyle tanışabilir, oldukça keyifli vakit geçirebilirsiniz.

8. Stockholm Globen

Stockholm-Globen

Daire şeklindeki mimarisi ile şehrin en ilgi çekici yapılarının başında gelen Stockholm Globen, başkentin en büyük ve prestijli etkinlik merkezlerinden biri. Spor karşılaşmalarına, konserlere ve büyük çaplı dans gösterilerine ev sahipliği yapan mekânın içerisinde ayrıca, restoran, bar, kafe, otel ve alışveriş kompleksleri gibi tesisler de yer alıyor.

9. Stockholm Belediye Binası

Stockholm Belediye Binası (Stadshuset), İsveçlilerin oylarıyla ülkenin en güzel binası seçilen, 1911’de Ragnar Östberg tarafından art deko stilinde inşa edilmiş görkemli bir yapı. Altın mozaikler ve renkli camlarla süslü olan büyüleyici yapı içerisinde, her yıl Nobel Ödülü Yemeği düzenleniyor. Kulesinden muhteşem bir şehir manzarasının izlenebildiği yapı, rehberler eşliğinde özel turlar aracılığıyla gezilebiliyor.

10. Djurgården

Djurgården, Kraliyet av alanı olarak kabul edilen ve yemyeşil dev bir bahçe. Stokholm’ün en popüler semtlerinden biri olan Djurgården, aynı zamanda birçok prestijli restoran, kafe ve bar ile çevrili. Djurgården içerisinde, yerel el işi ürünlerinin satışa sunulduğu Handarbetets Vanner, başkentin en renkli eğlence parklarından biri olan Gröna Lund yer alırken hemen yakındaki Junibacken Masal ve Eğlence Parkı ile Ulusal Kültür Tarihi Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.

Stockholm yeme ve içme

Stokholm, muazzam bir gastronomi dünyasına ev sahipliği yapan bir kent. Lezzetli yerel mutfağıyla ünlü olan başkentte bulunan birçok restoranda dagens rätt yani günlük tabldot yemek uygulaması bulunuyor. Bu tabldot mönüsü içerisinde ise salata, alkolsüz içecek, ekmek, tereyağı ve kahve yer alıyor.

Smörgåsbord, İsveççe açık büfe anlamına geliyor ve Stokholm’deki hemen her restoranın smörgåsbord hizmeti bulunuyor. Stokholm’de en popüler olan yerel yemeklerin başında, yuvarlak ve küçük et parçalarının patates ve soğan eşliğinde tavada kızartılması ve üzerine yağda pişirilmiş yumurta ve pancar turşusu eklenerek servis edilmesinden oluşan pytt i panna geliyor.

Kışın en çok tüketilen yiyeceklerin başında gelen bezelye çorbası ile, tatlı İsveç likörü ile kaplanmış krep yemeği kentin en meşhur lezzetleri arasında. Domuz kanı ve unla yapılan blodpudding, baharatlı İsveç köftesi olan köttbul, tütsülenmiş ren geyiği eti, ringa balığı salamurası, gravlax adı verilen marine edilmiş somon balığı, böğürtlen ve yabani çilek, Stokholm mutfağında yemeklerden önce ordövr olarak tüketilen başlıca yiyeceklerden.

İsveç’e özgü açık bir sandviç çeşidi olan smörgas, turşu, balık ve yumurta gibi malzemelerden oluşan sandviçlerin üst üste konularak katmanlı bir kek şeklinde sunulmasıyla ortaya çıkan smörgåstårta, messmör adı verilen peynir altı suyu tereyağı ile hazırlanan ve leverpastej denilen ciğer ezmesi ile yapılan sandviçler de sevebileceğiniz diğer favori atıştırmalıklardan bazıları.

Stokholm’ün tatlıları ise birbirinden nefis: İçi krema ile dolu bir hamur işi olan semla, vanilya soslu ravent turtası, böğürtlenli ve çilekli turta çeşitleri, spettekaka keki de başkente özgü tatlılardan mutlaka denemeniz gerekenler. Bondkakor ve hallongrottor kurabiyeleri ile, prenses pastası anlamına gelen prinsesstårta da oldukça hoş tatlar.

Sokak kahvesi kültürünün bir hayli gelişmiş olduğu Stokholm’de kahve ve çay, en sık tüketilen alkolsüz içecekler arasında yer alıyor. Gezi veya alışveriş esnasında sevimli bir sokak kahvesinde mola verip fika adı verilen İsveç kurabiyesi eşliğinde kahve veya çay içmek bir İsveç geleneği. Stokholm’de en popüler alkollü içeceklerden hayat suyu anlamına gelen akvavit ve çeşitlerini tatma imkânına sahip olabilirsiniz.

Birçok farklı yerel markaya ait; dünya çapında başka hiçbir yerde bulamayacağınız kaliteli akvavit dışında, Absolut başta olmak üzere İsveç votkaları, baharatlı sıcak şarap Glögg de deneyebileceğiniz içecekler arasında.

Stockholm alışveriş

Tasarım konusunda dünyaca ünlü bir ülke olan İsveç’in başkenti Stokholm, oldukça prestijli ve ışıltılı bir alışveriş atmosferine sahip. Stokholm’de alışveriş dünyasının kalbi Gamla Stan, Sergels Torg, Kungsgatan ve SOFO’da atıyor. Drottningsgatan, Harrngatan, Hotorget ve Stureplan semtleri de şehrin popüler mağaza ve dükkânlarına ev sahipliği yapan diğer önemli adresler.

Stokholm’den satın alınabilecek özgün ürünler arasında, camdan biblo ve hediyelik eşyalar, tahtadan veya seramikten yapılmış takunyalar, kaliteli votka çeşitleri, renkli ve kalın yün kazaklar ve sarıçam veya huş ağacından elde edilen tasarım harikası mobilyalar bulunuyor.

Ayrıca Dala adı verilen at tüyünden yapılan ve canlı renklere boyanan oyuncaklar da Stokholm’den sevdiklerinize alabileceğiniz ilgi çekici hediyelik eşya alternatiflerinden biri. Kungsgatan Caddesi üzerindeki Nordiska Kristall’den İsveç’e özgü cam biblo ve hediyelik eşyalar, Södermalms’ta yer alan Konsthantverkarna’dan yerel el işi ürünler, Nybrogatan Caddesi üzerindeki Nordiska Galleriet’e ahşaptan yapılan hem klasik hem de yerel ürünleri alabilirsiniz.

Gamla Stan’deki Västerlånggatan Sokağı, tam bir antikacılar cenneti! Kungsgatan Caddesi, Drottninggatan açık hava alışveriş merkezine ev sahipliği yapıyor. Sergels Torg bölgesinde ise içerisinde dünyaca ünlü markaların outlet mağazalarının yer aldığı Gallerian Alışveriş Merkezi bulunuyor. Norrlandsgatan bölgesinde yer alan, birçok dünya markasının, şehir merkezinde bulamayacağınız butikleri ise, Mood Stokholm’de bir arada ziyaret etme imkânına sahip olabilirsiniz.

Södermalm Adası, şehrin en popüler alışveriş durağı olan ışıltılı mağazalara ev sahipliği yapmasıyla ünlü SOFO bölgesini içerisinde barındırmasıyla ünlü. Zira, kentin en lüks kuyumcuları, butikleri, el işi ve sanat galerileri SOFO’da. SOFO’da aynı zamanda özgün mücevher tasarımlarına imza atan takı atölyeleri ve yerel modacılara ait bohem kıyafet kreasyonlarının satışa sunulduğu dükkânlar da var.

Hornstullstrand Sokak Pazarı, Stockholm’de alışveriş için en renkli bölge: Çılgın kostümlerin, bijuteri takıların, vintage kıyafetlerin ve özgün kıyafet tasarımları yapan genç yerel modacıların kıyafetlerinin satıldığı eğlenceli bir alışveriş durağı. Östermalmstorg’da haftanın her günü tüm gün boyunca açık olan Östermalms Saluhall Pazarı ise, gurme ziyaretçilerin keşfetmekten memnun olacağı pek çok yöresel ürünü bir arada bulunduran hoş bir lezzet durağı.

Stockholm konaklama

Stokholm’de her zevke ve bütçeye uyacak bir konaklama alternatifi bulunmakla birlikte fiyatların diğer Avrupa ülkelerine göre yüksek olduğunu hatırlatmakta fayda var. Öte yandan fiyatlar şehir merkezinden uzaklaştıkça düşüyor.

Östermalm, Vasastaden, Kungsholmen ve Långholmen bölgeleri, konaklama için orta derece bir bütçe ayırmayı düşünenlere hitap edecek üç yıldızlı otel, pansiyon, konuk evi ve kiralık apart daire gibi konaklama seçeneklerine sahip.

Şehrin tam göbeğinde büyüleyici bir konaklama deneyimi yaşamak isteyenler için Gamla Stan, Normalm ve Norrort bölgeleri doğru adresler. Zira bu bölgelerde, beş yıldızlı otellerin yanı sıra aynı konfor ve hizmeti sunan tarihi İsveç evleri gibi alternatif konaklama seçenekleri var.

Uygun fiyatlı ve optimum hizmet kalitesi sunan bir konaklama alternatifi arayanlar ise sırt çantalı gezginlere ve öğrencilere hitap eden Vaxholm, Södermalm ve Nacka Strand bölgelerindeki pansiyon, kiralık oda ve konuk evlerine göz atabilirler.

Stockholm’e ne zaman gidilir

Stockholm soğuk bir şehir. Bu nedenle hava durumunu takip ederek, seyahat vaktinize karar vermekte fayda var. Kış ayları eğer dondurucu soğuklara dayanamıyorsanız seyahatiniz için uygun bir vakit değil. Seyahatinizi Eylül-Ekim ya da Nisan-Mayıs aylarına denk getirebilirseniz, 15-16 derece dolaylarında dolaşan hava sıcaklığı ile karşılaşabilirsiniz. Yas ayları ise bu şehir için en ideal mevsim. Hava sıcaklığı 20’li derecelere ulaşıyor. Yaklaşık 18 saate yakın bir süre de hava aydınlık kalıyor.

Stockholm şehir içi ulaşım

Stockholm’ün otobüs, metro, tramvay, feribot gibi seçeneklerinden dilediğinizi kullanarak, şehir içinde dilediğiniz yere rahatlıkla ulaşabilirsiniz. A, B ve C Zone olarak üç bölgeye ayrılmış bir metro ağına sahip olan Stockholm’de ziyaretçiler için, gezilecek yerlere uygunluğu bakımından A zone oldukça sık tercih ediliyor. Öte yandan, Stockholm’ü bisikletle gezmenin keyfi bambaşka, zira Stockholm Card alırsanız bisikletlerden ücretsiz yararlanabilirsiniz.

Stockholm’e nasıl gidilir

Türk Hava Yolları ve Pegasus ile 3 saat 30 dakikalık aktarmasız uçuşlarla Stokholm Arlanda Uluslararası Havaalanı’na ulaşım mümkün. Ayrıca Lufthansa, Air France, Swiss, KLM ve British Airways gibi havayollarının Stokholm’e Avrupa aktarmalı uçuş seçenekleri de var. Stokholm şehir merkezinin 45 km kuzeyinde bulunan Arlanda Uluslararası Havaalanı’ndan kente ulaşım otobüs, hızlı tren, taksi ve araç kiralama seçenekleri ile sağlanıyor.

Terminal çıkış noktalarındaki duraklarda bekleyen Flygbussarna otobüsleriyle 40 dakikada şehir merkezinde olabilirsiniz. Otobüsler her gün 06.40-23.05 saatleri arasında her on dakikada bir havaalanından şehir merkezine hareket ediyor.

Havaalanı içerisinde yer alan metro istasyonundan bineceğiniz Arlanda Express hızlı treni ise, 20 dakikada şehir merkezinde yer alan Stokholm Central durağına gidiyor. Her gün 05.35-23.35 saatleri arasında her on beş dakikada bir sefer yapan trenlerin yanı sıra terminal çıkışı noktalarındaki taksilerden birine binerek 30 dakikada şehir merkezinde olabilirsiniz.İsveç’in başkenti olan Stockholm, gerek doğal güzelliği, gerek müzelerine eşlik eden kültür-sanat merkezleri ve gerekse de eşsiz tarihi dokularıyla keşfetmenizi bekliyor.

11 Mayıs 2018 Cuma

Dünya’nın En Ekolojik 5 Köyü Nerede Diyorsanız Buyrun Bakalım

Ekolojik köyler doğayla ve tüm canlılarla iç içe yaşayan, çevre dostu, kendi kendine yetebilen, dayanışma içerisinde olan insanlardan oluşur. Bu insanlar yeşil üretim, doğal enerji, ekolojik tasarım ve mimari gibi pek çok yöntemden faydalanır.Ekolojik köylerin ortaya çıkmasına sebep olan faktörler arasında, dünya üzerinde giderek çoğalan çevre kirliliği, kültürel yapının çökmesi gibi nedenler sayılabilir.

Dünya genelinde pek çok ekolojik köy örneği mevcut. İnsanların ilgisini çeken bu ekolojik köylere her yıl yüz binlerce turist akın ediyor. Dünya üzerinde yer alan ekolojik köyleri Biletall Blog’da sizler için derledik.

Findhorn – İskoçya

Bilinen en eski ekolojik köyler arasında yer alır. Findhorn’un nüfusu yaklaşık 500 kişi. Her sene binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor. Çok büyük ilgi toplayan bu köyde eczane, kitapçı ve atölyeler gibi pek çok iş kolu var. Ayrıca Findhorn’de sağlık ve sanat dalları hakkında da eğitimler veriliyor. Doğayla iç içe olan bu sevimli köyü görmekte yarar var.

Ravensca – Romanya

Romanya’da bulunan bu şirin köyü ziyaret ederek, tabiatla olan harika uyumuna şahit olabilirsiniz. Ülkemizdeki Karadeniz yaylalarını anımsatan bu köyde insanlar,işlerini severek yapmaktalar. Yaptıkları işi sevmelerinden dolayı da sürekli üretim halindeler. Ravensca, rakım olarak oldukça yüksek. Çoğu zaman yoğun sislere de sahne oluyor. Görüntüsü, manzarası, doğallığıyla kusursuz bir köy. Ekolojik hayata yönelmiş olan bu insanlar, tarıma ağırlık veriyorlar. Bunun yanında hayvancılık yaparak geçimlerini sağlıyorlar.
 
SiebenLinden – Almanya

45 hektarlık bir alana kurulmuş olan SiebenLinden köyünde 120 kişi yaşıyor.Bu köyde yaşayan insanlar elektrik ihtiyaçlarını, kurmuş oldukları güneş enerjisi panellerinden sağlıyorlar. Bu köydeki evler samandan yapılmış ve oldukça güzel görünüme sahiptir. Ayrıca bu köyde yaşayan insanlar ısınma ihtiyaçlarını ise ağaçlardan sağlıyorlar. Köyde yaşayan insanlar meyve ve sebze ihtiyaçlarının yüzde 80’ini kendi yetiştirdikleri ürünlerden alıyorlar. Yoğun çalışmaları ile bu oranı yüzde 100’e çıkarmak istiyorlar.

Auroville – Hindistan

Auroville köyü, UNESCO kuruluşunun da desteklediği bir köy. Her şey Mısırlı bir anne ile Türk bir babanın ekolojik köy kurma hayalleriyle başladı. Onların eseri olan, hızla popülerleşen bu köyün nüfusu 2500 civarında. Organik tarım, ağaçlandırma gibi birçok önemli işlere imza attıkları için bu köyde yaşayan insanlar çok mutlu. Yer altı ve yer üstü su kaynaklarından faydalanan bu köyde sağlık hizmetleri ile kamu kurumları da mevcut. UNESCO’nun dışında Hindistan da bu köye ciddi destek veriyor.

Devon – İngiltere

Pek popüler bir eko köy olmasa da çalışmaları ve uğraşları ile kendi kendine yeten bir köy konumunda. Tarımla uğraşan bu insanlar, doğanın sunduğu bütün nimetlerden faydalanıyor. Muhteşem manzarasının yanında hayvancılık da yapıyorlar.

Elektronik Pasaport (E-Pasaport) Nedir? Elektronik Pasaport (E-Pasaport) Fiyatları

Eski pasaportlarda yer alan bilgilerin yanı sıra parmak izi ve emniyet görevlilerinin özel cihazlar yardımı ile okuyabileceği bir biyometrik alanı olan e-pasaportlar tüm bu pasaport kontrol işlemlerine hız kazanmıştır. Çünkü üst düzey güvenlik önlemlerine sahiptir.

Yurtdışına çıkarken yapılan sıkı pasaport kontrollerinde oluşan uzun ve yavaş ilerleyen pasaport sıraları hep çok yorucu olmuştur. Bu sıraların bu şekilde olmasının sebeplerinden biri de sahte pasaportla geçişlere engel olmak için pasaportların manuel kontrol edilmesi ve kişilerin bilgilerinin insan gücüyle eşleştirilmesi olmuştur. Ancak kullanımına başlanan e-pasaportlar sayesinde bu durum daha iyi hale gelmiştir.

Çipli pasaportların eski pasaportlardan farkı ise, eski pasaportlarda yer alan bilgilerin yeni pasaportlarda bir yongaya gizlenmiş olması. Özel cihazlara sadece emniyet mensupları tarafından okutulabilen bu pasaportlar sayesinde pasaport işlemleri daha güvenli ve hızlı bir şekilde yapılmaktadır. Biletall Blog olarak hazırladığımız e-pasaport sistemi hakkındaki bilgilere gelin hep beraber bakalım.

Elektronik Pasaport Geçiş Sistemi

Havaalanlarındaki yoğun beklemeyi önlemek ve sahte pasaport ile geçişleri engellemek amacıyla 2013 senesinde ilk olarak Atatürk Havaalanı’nda faaliyete geçen E-pasaport, günümüzde tüm havaalanlarında kullanılmaya başlandı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün koordine ettiği bu sistemle artık vatandaşlar pasaport kuyruklarında beklemeden hızlı bir şekilde pasaport işlemlerini yapabilecek.

Elektronik Pasaport İçin Gerekli Evraklar

Elektronik pasaport başvuruları Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından alınmaktadır. Emniyetten alınan randevudan sonra gerekli belgeler ile şubeye gidilir. Elektronik pasaport için gerekli olan belgeler şu şekildedir;

Umuma Mahsus Pasaport

    Nüfus cüzdanı
    2 adet biyometrikfotoğraf (Biyometrik fotoğraflar 32 x 36 arasında olmalı)
    Eski pasaport varsa, iade için getirilmeli
    Pasaport defter bedelinin yatırıldığına dair makbuz
    Pasaport harç bedelinin yatırıldığına dair makbuz

Hususi Pasaport

    Memurun, çalıştığı kurumca imza sirküsü gönderilmiş, yetkili kişi tarafından onaylanmış pasaport talep formu.
    Nüfus cüzdanı
    Parmak izi
    Pasaport cüzdan bedelinin ödendiğine dair dekont

Hizmet Damgalı Pasaport

    Kişinin, çalıştığı kurum tarafından onaylanmış pasaport talep formu
    Nüfus cüzdanı
    2 adet biyometrik fotoğraf
    Pasaport cüzdan bedelinin yatırıldığına dair dekont
    Eski pasaport varsa, iade için getirilmeli

Elektronik Pasaport Başvurusu

Elektronik pasaport başvurusunda bulunacak kişilerin ilk önce emniyetten randevu almaları gerekiyor. Oluşturduğunuz randevuda aksilik çıkması durumunda, randevunuzu iptal edebiliyorsunuz. Bir ayda üç kere randevu iptali yapabilirsiniz. Umuma mahsus pasaportlar en fazla 10 yıllık veriliyor. Bu süre 18 yaşından küçükler için ise 5 yıl ile sınırlı.

Emniyetten randevunuzu aldıktan sonra gerekli olan belgeleri hazırlamanız gerekiyor. Daha sonra pasaport harç bedeli ile defter bedelini ödeyerek makbuzu dosyanıza koymanız gerekiyor. Tüm bu işlemleri bitirdikten sonra elektronik pasaport başvurusunu yapabilirsiniz. Başvuru yaptıktan sonra elektronik pasaportlarınız PTT aracılığıyla 10 iş günü içerisinde ev adresinize yollanır.

Elektronik Pasaport Ücretleri

1 Ocak 2018 itibariyle pasaport ücretleri aşağıda verdiğimiz şekilde belirlenmiştir.

2018 pasaport harç bedelleri şu şekilde;

6 aylık pasaport harç bedeli – 137,40TL

1 yıllık pasaport harç bedeli – 200,80TL

2 yıllık pasaport harç bedeli – 327,80TL

3 yıllık pasaport harç bedeli – 465,50TL

4-10 yıllık pasaport harç bedeli – 656,00TL

Ayrıca elektronik pasaport cüzdan bedeli ise 108,00TL olarak belirlenmiştir.

25 yaşın altında öğrenciler için pasaport harç bedeli alınmamaktadır. Öğrenci belgesi ibrazı ile yalnızca cüzdan bedeli (108TL) ödeyerek öğrenciler elektronik pasaport sahibi olabilirler.
Pasaport’u Aldım, Uçak Biletimi Nasıl Alacağım?

Elektronik pasaporta sahip olduktan sonra tek yapmanız gereken, seyahat etmek istediğiniz ülkenin uçak bileti fiyatlarına göz atmak olacaktır. Hangi uçak firmalarının gitmek istediğiniz ülkeye seferi var, saat kaçta, fiyatları ne kadar gibi sorulara yanıt bulmak için Biletall.com Uçak Bileti sayfasından bilet sorgulaması yaparak, isterseniz biletinizi rezerve edebilir veya online satın alabilirsiniz.

E-Pasaport işlemleri kadar uçak biletinizi Biletall.com’dan ayırt etmeniz veya satın almanızda önemlidir. Biletinizi seyahat planınıza kesinlikle dahil etmelisiniz.

Kamp Gezi Malzemeleri Nelerdir? Mutlaka Yanınıza Almanız Gerekenler

Konfor, hafiflik, hacim gibi unsurların yanı sıra yanınıza alacağınız malzemelerin işlevsel olmasına da özen göstermelisiniz. Keyifli ve rahat bir kamp dönemi geçirmek istiyorsanız bu gibi noktalara dikkat etmeniz gerekir. Kamp malzemesi seçmek çoğu zaman hayati bir öneme sahiptir. Yalnızca konfor odaklı kamp malzemelerinin temin edilmesiyle, çantanızı gereksiz eşyalarla doldurmuş olursunuz.

Yanınıza Almanız Gereken Kamp Malzemeleri

Uyku Tulumu: Hiç kuşkusuz kamp yapacakların en çok dikkat etmesi gereken konuların başında uyku tulumu gelir. Bütün uyku kalitenizi ve konforunuzu uyku tulumları sağlar. Bu yüzden uyku tulumu seçiminde çok titiz davranmalısınız. Öncelikle mevsim koşullarına uygun bir tulum seçmelisiniz.

Yaz aylarında yapacağınız kampa, kışlık uyku tulumu ile giderseniz sıcaktan uyuyamazsınız. Aynı şekilde kışın yapacağınız bir kampta, yazlık tulum sizi soğuktan uyutmaz. Yaz ya da kış fark etmeksizin uyku tulumlarında kısa kollu tişört ile kesinlikle uyumayın. Uyku konforunuzu arttırmak için uzun kollu kıyafetler ile uyuyabilirsiniz.

Kamp Çadırı: Kamp çadırları, kamp yapacaklar için olmazsa olmazlar arasında yer alır. Çadır seçiminde dikkat edilmesi gerek en önemli nokta, kamp yapacak kişi sayısı. Üç kişilik bir kamp planı yapmayı düşünüyorsanız, çadırınızın da üç kişinin rahatlıkla sığacağı bir büyüklükte ve genişlikte olması gerekir. Aksi takdirde kamp maceranız, konforunuz ve uyku kaliteniz sekteye uğrar.

Eğer kamp alanına araba yerine yürüyerek gitmeyi tercih ediyorsanız, çadırınızın da mümkün mertebe hafif olmasına özen göstermelisiniz. Sırtınızda taşıyacağınız fazladan 500 gramın bile belli bir süreden sonra sizi rahatsız ettiğini göreceksiniz. Arabayla gitmeyi tercih ediyorsanız kamp çadırı konusunda bonkör davranabilirsiniz.

Ayrıca dikkat etmeniz gereken bir başka önemli nokta ise çadırınızın su geçirmez özelliğe sahip olmasıdır. Hangi mevsimde kamp yaparsanız yapın, yağmurla karşılaşabilirsiniz. İçeri su alan çadırlarda kalmak yerine, su geçirmez özelliğe sahip çadırlardan almanızda çok büyük yarar var.

Kamp Matları: Uyku tulumunuz ile zemin arasına koyulan bu matlar çok kritik bir öneme sahiptir. Özellikle kış aylarında ya da soğuk günlerde yapacağınız kamplarda, bu matların büyük faydasını göreceksiniz. Zeminden gelen soğuk havayı engelleyen bu matlar aynı zamanda zeminde yer alan ufak çakılların sizleri rahatsız etmesine engel olur.

Şişme ve köpük olmak üzere iki çeşit mat bulunur. Her ikisi de aynı görevi yapsa da şişme matlar kapladığı yer bakımından daha avantajlıdır. Bu matlar havası alındığında çok az yer kaplar. Ancak ucuz şişme matların hiçbir faydası olmadığını da belirtmek gerekir. Mat konusunda biraz bonkör davranmalısınız.

Mutfak Malzemeleri: İnsanların en büyük yanılgıya düştüğü konulardan biri de mutfak malzemeleridir. Birçok kişi ihtiyacı olmamasına rağmen gereksiz bir sürü malzemeyi yanına alarak kendilerini yormaktalar. Örneğin tabak, bardak, çatal ve bıçak gibi malzemeleri plastik seçmenizde büyük yarar var.

Bu sayede hem çantanızda kapladığı yer bakımından hem de ağırlık bakımından çok fazla kar elde edersiniz. Bu tür hayati malzemelerin dışında mangal, şiş gibi gereksiz malzemeler alarak kendinizi yormamanız gerekir. En önemli bir başka malzeme ise sudur. Yanınıza bol miktarda su almalısınız. Mataranız varsa çok daha yerinde bir karar olacaktır. Sıcak havalarda emin olun kimse ısınmış su içmek istemeyecektir.

Kafa Lambası: Bu lambalar sayesinde akşamları birtakım işlerinizi kolayca halledebilirsiniz. Mutlaka yanınızda bulundurmanız gereken eşyalar arasında yer alır. Akşamları yürümek istediğinizde ya da tuvalet ihtiyacınızı karşılamak istediğinizde, bu lambalar çok işinize yarayacak.

Haşere İlaçları: Kamp maceranızın kabusa dönüşmesini istemiyorsanız böcek ilacını mutlaka yanınızda bulundurun. Doğayla iç içe olduğunuz ortamlarda oldukça işinize yarayacaktır. Sinek, böcek ve kene gibi haşereler tüm keyfinizi kaçırabilir. Bu sebeple böcek ilacı da unutulmaması gereken en önemli eşyalardan biridir.

Çöp Torbası: Biriken çöplerinizi koyabileceğiniz büyük bir çöp torbasını yanınızda bulundurmalısınız. Hem çevre kirliliğine yol açmamak hem de böcek ve sinekleri kamp alanınızdan uzak tutmak için çöplerinizi poşetlemelisiniz. Ayrıca yabani hayvanların da yemek kokusuna gelmesini kimse istemez. Ülkemizde yabani hayvanlarla ilgili vakalar pek görülmese de kayıtlara geçen bazı olaylar var.

11 Eylül 2017 Pazartesi

Bolu Abant’ta Ne Yenir? Abant’in Hangi Yemeği Meşhur

Bolu Abant’ta ne yiyeceğinizi düşünüyorsanız işte size Bolu mutfağından birkaç öneri:. Abant’ın ormanlarında gezintiye çıktığınız vakit göl manzarasının ve yeşilin ilgi çekici doğası karşısında iyi bir tatilin keyfini çıkartırken Bolu’nun mutfağı sizi yarı yolda bırakmayacak.

Benekli Alabalık

Bolu/Abant Gölü’ne yolunuz düştüğünde yemek planınızda ilk sıraya yazabileceğiz isim Abant’ta buraya özgü Kırmızı Benekli Alabalık yemek olacak. Göl kenarındaki restoranlarının menüsünde klasikleşmiş seçenek olarak, isterseniz ızgarada, isterseniz kiremitte üzerine kaşar rendelenmiş biçimde alabalığınızı sipariş edebilirsiniz.

Göl Kenarında Sucuk Ekmek

Piknik aktivitelerinin alışılmış yemeğidir. Lakin göl çevresindeki gezintinizden sonra Abant Gölünün manzarası karşında yediğiniz sucuk-ekmek öncekilerine hiç benzemeyecek.

Abant Kebabı

Abant Kebabı, bostan patlıcanının içerisine sotelik kuşbaşı et, doğranmış mantar, soğan, biber ve en son üzerine rendelenmiş taze kaşar ile fırına verilerek yapılıyor. Bu lezzeti mutlaka adına festival düzenlenen hünerli Bolu’lu ustaların mutfağından tatmalısınız.

Kuzugöbeği Mantarı Dolması

Bolu ormanları sebebi ile zengin mantar çeşitliliğine sahiptir. Bu yüzden Bolu’nun yöresel yemeklerine girmiştir. Bunlardan bir tanesi de kuzugöbeği mantarıdır. İsmini çok duymamakla birlikte ihraç ürünü olan bir mantar türüdür. Kuzugöbeği Mantarının dolması için öncelikle iri olanları seçilerek iyice temizlenir ardından sapları kesilerek önceden hazırlanmış içler mantara doldurulur. Kuzugöbeği Dolmasını buharda veya pilav üstü pişirmek mümkündür.

Kanlıca Mantarı

Kanlıca Mantarı, Batı Karadeniz ve özellikle Bolu da yetişen mantar, Çam mantarı, Melki mantarı ve Çintar mantarı olarak da bilinmektedir. Gölgelik yerlerde yetişenler sarı-turuncu olmakla birlikte çamlık alanlarda yetişenlerin rengi daha koyu olarak görülmektedir. Yoğunluklu olarak Bolu bölgesinde yetişen Kanlıca Mantarı ziyaretçiler tarafından genellikle yağda kızartılarak veya ızgarada pişirilerek yenmesi tercih edilir.

Kartalkaya Kebabı

Bolu mutfağına özgü bir başka kebap da Kartalkaya Kebabı’dır. Milföy hamuruna kase şekli verilerek fırında 25 dk. pişirildikten sonra, öncesinden tereyağında kavrulmuş kuzu kuşbaşı et, arpacık soğanı, havuç, kabak içine koyularak sıcak servis yapılır.

Bozburun Tatilinde Gezilecek Yerler Mutlak Yapılması Gerekenler

Bozburun Koyunu çevreleyen tepeler burayı güvenli bir liman yaparken, koy’un içerisinde bulunan Yeşil Ada buraya bir göl havası katmakta. Ayırca belde ismini çevresindeki tepelerin renginden almıştır.Bozburun, Marmaris’in son derece sakin bir beldesi, adeta sessizliğin sesini dinleyeceğiniz bir yer.

Tekne Turları

Sakin bir tatil geçirmek isteyen ziyaretçiler, Marmaris’in gürültüden uzak bu beldesini tercih edebilirler. Bozburun’a gelenler buradaki butik otellerde kalabilir; mütevazi beldenin sakin sokaklarında gezintiye çıkabilir; veya bölgenin akvaryum gibi berrak olan koylarına tekne turları ile yolculuk yapabilirler.

Gulet Atölyeleri ve Festivali

Bozburun’un balıkçılık ile uğraşan sakinlerinin beldeyi Türkiye’ye ve Dünya’ya duyurmasını sağlayan ise Gulet tipi teknelerin yapımı ile uğraşmalarıdır. 2009 yılında Denizcilik Müsteşarlığı aldığı karar ile yürürlüğe giren “Tersanelerde Yasal İzin” i,  atölyelerin birçoğunun kapanmasına sebep olmasına rağmen faal durumda olan üç Gulet atölyesi İngiltere, Almanya, Hollanda ve Belçika ‘dan gelen siparişlere yanıt vermeye devam ediyor. Eğer Sonbahar dönemi yolunuz Bozburun’a düştüyse her sene Ekim ayında düzenlenen Gulet Festivali‘ne düzenlenmektedir.

 Tarihi Batıklar

Bozburun, antik dönemlerinden bu yana deniz ticareti yapan medeniyetlerin geçiş rotasında bulunmuştur. Yapılan su altı arkeolojik çalışmalarda tanrıça heykeli, Fatımi ticaret gemisi batığı gibi bir çok  tarihi bulguları gün yüzüne çıkarılarak Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesinde ziyaretçilere sergileniyor.

Bozcaada Tatilinde Nerede Neyi Yemeliyiz Yöresel Yemekleri

Bozcaada karın tokluğumuz için elinden geleni ardına bırakmamış. Yöresel yemeklerinden ziyade tatlı krizlerine tutulabilecekleri bile unutmamış da sokağın başından sonuna kadar enfes kokulara gebe kalan kurabiyeleriyle adayı şenlendirmiş. Bakalım Bozcaada’da bizi ne tür yiyecekler bekliyor.

Damla Sakızlı Kurabiye

Yöresel yemeklerin başını bir kurabiye çeker mi demeyin. Adanın en meşhuru damla sakızı olunca, kurabiye de listemizin başında bize göz kırpıyor. Damağınızda bıraktığı lezzet inanın bu kurabiyeyi bir daha ne zaman yiyebilirim sorusuna sebebiyet veriyor.

Özellikle Rum mahallesinde yer alan Çiçek Fırın,150 yıllık bir geleneği layıkıyla yerine getiriyor. Eski zamanlarda adada yaşayan Rum halkı sadece özel misafirlerinin huzuruna çıkardığı kurabiyeleri, yerinde yedikten sonra bize de sevdiklerimize götürmek boyun borcu oluyor.Bu fırını nerede bulabilirim derseniz ise yol haritası size yardımcı olacaktır.

Damla Sakızlı Türk Kahvesi – Patlıcanlı Börek

Damla sakızı adanın her yerinde şöhretini devam ettiriyor. Eğer karnınız tok ise damla sakızlı Türk kahvesi yanına bir de sakızlı muhallebi söyleyin yok ben yol yorgunuyum karnım aç derseniz de sabahın erken saatleri adaya varmışsanız eğer fırından yeni çıkmış patlıcanlı böreğini kesinlikle denemelisiniz.

Deniz Ürünleri

Kıyı şeridinde yer alan tüm yerlerde deniz mahsulleri ön plandadır. Ancak burası bir adaysa, yediğiniz balık bile başka bir lezzete bürünüyor manzaranın katkısı ile. Balık siparişinizden önce masaya gelen Girit ezme, biber boranisi, köpoğlu, patlıcan ezme ve peynir ezmesi bile aslında sizi doyuracak cinsten ama üzerine gelen balıkta harika bir final yapıyor.

Gelincik Reçeli – Gelincik Şerbeti 

Bozcaada’nın her yerinde karşımıza çıkan gelinciği, yöre halkı değerlendirmiş. Gelincik çiçeğini kullanarak reçel ve şerbet yapmış da bunu Türkiye içerisinde kendi yöresinde meşhur yapmış. Eğer farklı tatlara açıksanız, kahvaltıların içerisinde yer alan reçeli ve sıcak yaz günlerinde serinlemek için şerbeti muhakkak denemelisiniz.

Rum Lezzetleri

Adaya geldiğinizde yemeniz gereken bir diğer lezzet ise Rum yemekleri. Bunu standartların üzerinde sağlayan bir mekanı önermeden geçemeyeceğiz. Adanın hiçbir restoranında bulamayacağınız türden lezzetlerin yer aldığı Nevreste Abla gelenlere Rum böreği, pazıda keçi peyniri, pazıda levrek ve deniz mahsüllü kapya biberleri ile büyülemeye daha ilk dakikalardan başlıyor.

Pizza

Adada bulunan ve bu konuda İtalyan eğitimi almış birkaç pizza ustası, büyük şehirlerde bile bulamayacağınız bir kalitede enfes lezzetli pizzalar hazırlıyor. İnce ve çıtır çıtır bir hamura sahip olan pizzaların çeşitlendirilmesi yiyenlerin kendi damak zevklerine göre çeşitlenebiliyor. İster pizzanızı klasik alın isterseniz şefin tavsiyesiyle yeni bir lezzete kapılarınızı aralayın, muhakkak pizzaların tadına bakmanızı öneriyoruz.

Şarap

Adaya gelinir de şaraplarından içilmeden dönülür peki? Adanın lezzetli üzüm bağlarından elde edilen üzümler kaliteli şarapların var olmasını sağlamış. Akşamüstü yemeğini yanında söyleyeceğiniz şarap ile yemeğinizi taçlandırabilir ya da şehrinize dönerken bu lezzeti yanınızda götürmek için satın alabilirsiniz.Her yöreye gittiğimizde muhakkak oraya özgü olan yemeklerin tadına bakmak istiyoruz. Evet gördüğümüz yerler ruhumuzu doyurmaya yetiyor ancak karın tokluğu olmayınca da insanın gezmeye mecali kalmıyor.