4 Ağustos 2017 Cuma

Urfa tatili turistik mekanları otelleri ve leziz yemekleri

Arkeolojik kazılardan elde edilen buluntulardan Urfa bölgesinin tarihi Yontmataş Devrine kadar uzadığı tespit edilmiştir.Tarih boyunca çeşidli uygarlıklara sahne olan Urfa`ya Araplar Urhai ve El-Ruha,Selevkoslar Edessa adını vermişlerdir. M.Ö II. yıllarında Hitit tabletlerinde Ursu, Asur tabletlerinde Ruhua olarak geçen bölge Türklerin burayı elegeçirmeyle Urfa biçimine dönüştürülmüştür.Urfa Halkının Kurtuluş Savaşında göster diği kahramanlıklar göz önüne alınarak 1984 yılında ilin adı Şanlıurfa olarak değiştirilmiştir

İSLAMİYET ÖNCESİ URFA

Urfa bölgesi İÖ. 2000 yıllarında Hurri-Mitanni devletini kuran Hurri lerin elinde bulunuyordu. Bunlar Asur`ların egemenlikleri altına alınmış lardı.Anadolu`da ilk siyasi birliğini kuran Hititler bu bölgeye kadar uzana madılar. Zamanla eski Babil devleti, Asurlular buraya kadar yayıldılar. Urfa İÖ. 7 yy İranlı Medler tarafından zaptedildi ve İÖ. 13 yy kadar Medlerin elinde kaldı.Bu yıllarda Makedonya imparatoru Büyük İskender bütün Anadolu ve İran`ı aldı. Bu arada Urfa bölgeside Makedonyalılara geçti. İskenderin ölümünden sonra burada İskenderin generallerinden Selevkos`un kurduğu egemenlik sürdü.Selevkos kurduğu bu şehre Makedonyanın başkenti olan Edessa`nın adı verdi. Roma imparatorluğu buralara ulaşmadan önce bölge Osroene krallığı nınelindeydi.Önceleri Roma himayesinde olan

Urfa imparator Caracalla dönemindeİS. 216 yılında Roma imparatorluğu topraklarına katıldı. Sasaniler`in kralı I. Sapur tarafından 260 yılında kuşatıldıysa da zapt edilemedi. Urfa cevresinde ki manastır ve kiliseleri 396 yılında Hunlar 506 yılındada Gotlar yağma etti. Roma imparatorluğu 395 yılında Doğu ve Batı diye ikiye ayrıldığı zaman Urfa Doğu Roma (Bizans)`ın payına düşmüstü. Bizans kralları şehri büyük ölçüde onardılar.Hamamlar, hastaneler ve stadyumlar yaptılar.Müslüman lığın doğuşdan kısa bir süre sonra 639 yılında İyaz Bin Ganem kumutanlı ğındaki Araplar şehri savaşmadan ele geçirdiler.Birkaçdefa şehre saldıran Bizanslılar 1030-1087 tarihleri arasında Urfa`ya egemen oldular. 1087 yılından sonra Selçuklu Türkleri Urfa ve çevresini aldılar. urfa Urfa kent merkezinin altında bugünkü Balıklıgöl'ün kuzeyinde 1997 yılında Dr. Bahattin Çelik tarafından yapılan bir keşif sonucu, Urfa kent merkezi tarihinin MÖ. 9500'e Çanak-Çömleksiz Neolitik Döneme kadar uzandığı görülmüştür.

Bu bilinen 11.500 yıllık tarihi süreçte Ebla, Akkad, Sümer, Babil, Hitit, Hurri-Mitanni, Arami, Asur, Pers, Makedonya, Roma, Bizans gibi uygarlıkların egemenlikleri altında yaşayan Urfa, 1094 yılında Selçuklu Topraklarına katılmıştır. 1098'de Haçlı Kontluğu idaresine girmiştir. Eyyubi, Memluk, Türkmen aşiretleri, Timur devleti, Akkoyunlular, Dulkadirbeyliği, Safevilerden sonra, 1516'da Osmanlı sınırları içine katılmıştır. Önce Diyarbakır Eyaleti içinde yer alan Urfa, 1876'da Halep vilayetine bağlanmış, 1916'da bağımsız bir sancak olmuştur. 1919 yılında önce İngilizlerin, daha sonrada Fransızların işgaline uğramış, 11 Nisan 1920'de İşgalden kurtarılmıştır.

Cumhuriyet sonrasında 1924'de il durumuna getirilmiştir Kentin bilinen en eski ismi Edessa'dır. Urfa isminin Vurhai, Orhai, Ruhua vb. isimlerden geldiği söylense de bunlardan hiçbiri kesinlik kazanmamıştır. Kentin adı, Ulusal kurtuluş savaşında halkın göstermiş olduğu kahramanlıktan ötürü, 1984 yılında çıkartılan bir yasa ile “Şanlı” unvanını almış ve Şanlıurfa olarak değiştirilmiştir. Kent, köklü bir kültür mirasına sahiptir. Üzerinde, ilk İslam Üniversitesinin kurulduğu Harran Urfanın bir ilçesi olup; Dünya Kültür Mirası'na dâhil edilmesi düşünülmektedir. Evleri, Sokakları, Çarşıları, Hanları, Hamamları, Çeşmeleri, Köprüleri, Camileri, Kale Ve Surları ile Şanlıurfa “Müze Kent” görünümündedir. Sabilik dahil, tek tanrılı dinlere mensup insanlar ile Hz. İbrahim, Hz. Eyyüp, Hz. İlyas ve Hz. Yakup gibi peygamberlerin yaşadığı, kent “Peygamberler Şehri” olarak anılmaktadır.

Ressamları, ses ve saz sanatçıları, şair- yazarları, el sanatları, halkoyunları, mutfağı vb. değerleri, kentin kültür zenginliğini göstermesi açısından önemlidir. Kente egemen olan toplulukların birçoğunun tarih boyunca bırakmış oldukları derin izler, bugün Eski Kent Dokusunda ve müzedeki eserlerde, Devlet Güzel Sanatlar Galerisi veya bir başka yerde görülebilir. Bugün GAP ile ekonomik, sosyal, kültürel alanda hızlı bir değişim ve kalkınma sürecinde olan kentin yüksek bir kültür-turizm potansiyeli mevcuttur. Şanlıurfa'nın Dini, Arkeolojik, Folklorik ve diğer kültür değerlerinden bazıları yitip gitse de, pek çoğu yaşamak için direnmektedir. Bu zengin kültür birikiminin; belgeleme, araştırma ve koruma planlarıyla değerlendirilmesi sadece ulusal değil, dünya kültür mirası açısından da son derece önemlidir.

OSMANLI DÖNEMİNDE URFA 

Haçlı seferleri sırasında Hıristiyanlar 1098 yılında Urfa`yı alıp Edessa Kontluğunu kurdular.Urfa bu dönemde yakılıp yıkıldı.1144`te Musul hükümdarı İmadeddin Zengi şehri zaptetti.Urfa 1182`de Selahattin Eyyüpi tarafından alındı.1244`te Moğollar Urfa`yı yağma etti. Şehir 1393`te Timur ordularına Teslim oldu. Urfa 1516 yılında Yavuz Sultan Selim`in padişahlığı döneminde Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katıldı ve Rakka eyaletine merkez oldu.19 yy. ikinci yarısında vilayetler kurulunca Halep Vilayetine bağlı bir sancağa merkez yapıldı.Osmanlı imparatorluğu`nun gerileme dönemlerinde Urfa ve çevresi alabildiğinde başıboşluklar yaratılmış,çöl kanunları ile yönetil meye başlanmıştı.

Burada yaşayan insanlar bu tür eşkiyalıklara son vermek için Milli Aşireti öncülüğünde birleştiler.Bu aşiretler Urfa ve bölgesinde ki soygunculara karşı hayvan ve topraklarını koruma yoluna gitmişlerdir. 1890 yılına kadar devam eden bu yaşam biçimi ,Sultan II. Abdülhamit`in tahta geçmesiyle birlikte yeni bölgede yeni oluşumlara gidildi.Sultan II. Abülhamit Viranşehir`de Hamidiye Alaylarını kurarak Urfa ve bölgesinin güvenliğini Milli Aşireti Reisi İbrahim Paşa`ya bıraktı. IV. Ordu kumutanı Maraşel Zeki Paşa , Sultan II.Abdülhamit ve Aşiret reislerleri arasında yapı lan anlaşmalarla Hamidiye Alaylarının Kuruluş nedenleri belirlendi. Hamidiye Alaylarının Kuruluş Nedenleri: -Merkezi otoriteyi tesis etmek, -Doğu Anadoluda devletin etkin olabileceği yeni bir sosyo-politik denge kurmak -Aşiretlerden askeri güç olarak faydalanmak, -Ermenilerin faaliyetlerine engel olmak ve müslüman halkla Ermeniler arasında güç dengesini temin etmek, -Rusların saldırısından ve ingiliz politikasından,Doğu Anadolu yu korumak, -Pan-İslamizm politikasını yaymak ve yürütmek

KURTULUŞ SAVAŞINDA URFA 

Birinci Dünya savaşından sonra 7 Mart 1918 İngilizler Urfa`yı işgal etti. Bir süre sonra yerlerini Fransız kuvetlerine bıraktılar.10 Ağustos 1920 ìmzalanan Sevr Anlaşması`na göre Urfa Fransa`nın yönetimi aldına giren Suriye`ye verildi.Fakat bu karar uygulanmadan Urfa`lılar 9 Şubat 1920`de Fransızlara karşı ayaklandılar.Fransızlar önceleri Türkiye`den kaçmak zorunda kalan Ermenileri yanlarında getirderek onlara soygunlar cinayetler işleterek yerli halkın bölgeden kaçmalarını sağlamaya çalışıyorlardı.Mustafa Kemal, dağınık vur kaç taktiki ile çalışan çeteleri bir birlik aldına toplamak için Ali Saip Ursavaşı Jandarma komutanı olarak Viranşehir`e gönderdi.Ali Saip Milli Aşireti reisi İbrahim Paşa`nın desteğini de alarak bölgede büyük bir milis kurmayı başardı.Bölgede ki tüm aşiretlerin katıldığı bu milis örgütü Fransızlar için tehlike olmaya başladı.1920 yılının başlarında Fransız kumutanlığına bir ultimatom verdiler ve belirli bir tarih içinde bölgeyi terk etmeleri istendi.

İstekleri yerine getirlmeyince 9 Şubat 1920`de Viranşehir`den Milli Aşireti, Suruç`tan Anze aşireti aynı anda Urfa`ya dogru hareket ettiler. Yapılan kanlı çarpışmalar sonucu Fransızlar 10 Nisan 1920 de Urfa`dan kaçmaya başladılar.11 Nisan 1920`de Urfa Düşmanlardan tamamen temizlendi.Urfa, tarihi geçmişi 9 bin yıl öncesine dayanan, hz. ibrahim'in doğduğu, hz. eyyüb'ün yaşadığı, hz. isa tarafından kutsanan kent adeta bir müze şehir görünümündedir. harran'ı gezerken 4000 yıl öncesinin soluğu hissedilir.

Urfa iklimi karasal iklim özelliği gösterir. yazları çok sıcak ve kurak; kışları bol yağışlı ve nispeten ılıman geçmektedir.Haşimiye meydanı yakınındaki gümrük hanı, osmanlı padişahı kanuni sultan süleyman zamanında 1562 yılında behram paşa tarafından yaptırılmıştır. avlusundan halil-ür rahman suyu geçmektedir. iki katlı bu hanın üst katındaki odalarda terziler çalışmakta, avlusunda çayhaneler bulunmaktadır. şanlıurfa'nın osmanlı döneminden kalma iş hanları ve çarşılarından oluşan eski ticaret merkezi gümrük hanı civarında yoğunluk göstermektedir.Dünyada soyu tükenmekte olan ve türkiye'de yalnızca birecik'te yaşayan kelaynaklar .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder